Kayıtlar

2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ahların Kurbanı

Resim
AHLARIN KURBANI  Nedendir bu melâlin; ya parlayan hilâlin Ah şu gamlı gözlerin; vah şu hüzn-i kamerin Cândan var mı inancın; ya derdine devacın Ah şu şahsımın şahı; vah şu gönlümün baş tacı... -Dolunay Han

Sen Sen Sen

Resim
  SEN SEN SEN   Sen bir cânân, âfet-i devrân ve yine sen ki Hüdâ Şu denizde doğan kızıllar da yine sensin güyâ   Eserken mavilere senden bir derd-i nefs-i rüyâ; Esir oldu gönüller, haktan kaçarken bir nev-mâha...   Sen, sen ve sen... Senlerden örülmüş bu kızıl gök kubbe; Sadece bana dert olmuş, varılır mı bu sevi'ye?   -Dolunay Han

Ne Kaldı Elinde Bir Avuç Haktan Gayrı

Resim
Ne Kaldı Elinde Bir Avuç Hâktan Gayrı Tanrı emretti: "Ey Ecel Kuşu, İşte sahne senin, vakit bitti." İnsan kendini hazırlarken, o İşte son nefes de söndü gitti... Ne bahtiyar kaldı ne de melûl; İşte o nemli toprağa indi... -Dolunay Han

Serseri Oldum Aşkından

Resim
Serseri Oldum Aşkından Sabâh oldu, şâmdam damlar bir sabâ Ey sen, pâ-mâl ettin beni ser-âpâ Ruhsârdan bir bûy ile ruhumu sar Sevgimizle beraber bir daha sar Eriyorum, senden bana yadigâr; Rivâyet ile coşuyor bu rüzgâr İstemem; son bulmasın şu esinti Olsun bana müebbeden bir sevi Lâleler, gelincikler ve nergisler Dahası da sende mevcûd ey güller Uzanıyor işte boydan boya o yâr Mesâda nâ-mevcûd böyle bir diyâr Asırlar geçer dağılmaz hayâlin Şaşarım nedir böylece emelin Kalbimden geçenler yalnızca senin Itırdan mest olan yalnızca benim Nerdesin diye soramam, bilirsin Derdim de gönlüm de sadece sensin Ayrılık ne maraz ölümden beter; Neyleyim ölümü, sensizlik yeter... -Dolunay Han

Sinn ü Sin

Resim
 Sinn ü Sin  (21. Yaş) Susuyor şâmlar, suskun sabahın şafağında Susuyor, sessiz, sakin denizin ışığında Tanıyorum sanmıştım süzülen buharları Nasıl anlayamamışım yağan yağmurları Hayat, heyhat! Yaşlar akmış, akmış kurumuşum Ben nice barandan bir hayli uzak kalmışım Şimdi akan akmış, gitmiş; nehir çağlamakta Bir ben var ki esrârımın lafzı kef ü nûn'da Her gece... her gece Dolunay'ın ziyâsında Bir ben var ki sinnin mîadını doldurmakta... -Dolunay Han

Yolların Yolcusu

Resim
YOLLARIN YOLCUSU Dost diye diye vardım aşk yoluna Aşk yolundan indim gönül yoluna Sen sanarsın kalbim fani doludur Gönlüm revândır o Allâh yoluna Güyâ yetişir şiir ile Allâh'a Kolay mı ki varmak Tanrı yoluna Derdine derd ile yan döne döne Döner belki felek Hak'kın yoluna Nîlî geçer sanma denizden gökten Onun ruhu vardı Hüdâ yoluna -Dolunay Han

O Beldede Senden Ayrı

Resim
O BELDEDE SENDEN AYRI Gözlerinizin gökselliğinden uzak ve şûle-nazar eşkten cüdâ kalarak Bu yerde sürgüne dâimâ mahkûmuz. Sanrılar ne gâlip gelir bu devirde Ne hitâm bulur hayâller bu gönülde Tanrılar sırrına vâkıf bu kadehde O mürekkebin sönüşüne şâhidiz... Yaşların kızıllığında, senden benden ve hatıralardan huzurlu parçalar Harlanarak kalbin âteşi sönerse Tek bir sözünle dilimizden yanarız... Sözlerinizin ihtişâmından uzak ve nâr-ı hazân senden mahrûm kalarak Gözünden sürgüne dâimâ mahkûmuz... -Dolunay Han

Bilsem De Gerçi Bilmezem

Resim
Bilsem De Gerçi Bilmezem Meyletsen gönül aşka ki aşkı bilmezem, Mesnedim sendin ey yâr ki seni bilmezem. İntizâr-ı şâmında güllere âşinâ; İzhâr eylerken gül-şenler; gülü bilmezem. Ezhâr-ı zârdan oluşmuş hakkın bahçesi Ervâha rahmet ki güyâ dili bilmezem. Mütecessim, müteaddid, mütevâzı cân: Mürûr etmiş güller, hûn-ı revân bilmezem. Ne dersin Dolunay, bu felek döne döne Neler yanmış neler? Gönlün müdür bilmezem... -Dolunay Han

Asr-ı Lalenin Gülü

Resim
 Asr-ı Lâlenin Gülü  Âsarın verdiği heyecânı bilmez miyim? Âşkımın estiği âlemleri bilmez miyim? Yaydığın hoş-bûy-ı saadet, iklimlerinden: Yanağından coşup taşan âşkı bilmez miyim? Lâle-haddinden güyâ ki lâle-zâr oluşmuş, Bahçe içre kanayan gülleri bilmez miyim? Yalnız gül imiş lâle-zârı bolca sulayan Yalnız o akan hûn-ı dil idi bilmez miyim? Nâlân-ı kalemle soldu Dolunay'ın gönlü Hûn-ı revân değilim sanarsın bilmez miyim? -Dolunay Han

Fatih'e

Resim
 FATİH'E Firâk eyledi cân gecenin hâbından Andelib tevârih söyleşir dilinden Tarih defterine döküldü yazgısı İmzasını atar altına gerçeklerin Hasroldu ona baştan yazmak âtîyi -Dolunay Han

Gülşen-i Canan

Resim
  GÜLŞEN-İ CÂNÂN Sanma ey cân, gönlüm suskun mâî deniz, Sözüm harlı âteştir yine dildeyiz Sînende gözümün yaşı bir ırmaktır Sensiz geçen mâzîyi güyâ bilmeyiz Sanki anlamaz, derd-i âşığı ki dûr Sırma gül-şendedir gerçi görüşmeyiz Sahilde duydum o hoş sedâ-yı mahmûr Saki doldur câmı ki içmelerdeyiz Sabâya müstağrak hayâl-i nefesin Sabahat-ı muğber solmuş da görmeyiz Seherde bilsen ey Dolunay hâl nedir? Sâyede gördüm ezhârı ki gül-şendeyiz... -Dolunay Han

İhtiyara

Resim
İHTİYARA Akşam eyledin kendini bittin gittin Hayır eylemedin saba verdin gittin Hayret verirdi sözün bu sen misin Aksetmişsin denizlere kendin gittin Ne sandırdın kendine bu hayat mı Nedir bana kalpsizliğin geçtin gittin İnancımı sorgulattın sen bana Vaktinde neler dedin sevmedin gittin Ey Kamerî ne dersin geçti güya Nice bin yıla ki gençlik bittin gittin -Kamerî

Mevla Yahud Çalab

Resim
 MEVLA YAHUD ÇALAB Esrâr bu cânda ki gönlün Cânân'da mı? Hayat bu ruha ki dilin Tanrı'da mı? Sanmasın âlemlerden sevgin sıyrılmış Kalbin ayrılmış ki Kalu Bela'da mı? Susmasın gül-şenlerden bin nice ezhâr Kızıl kânlardır, güller Allah'ta mı? Cennet de vadetsen ne fayda ey cânân! Benim kalbimdir ki açarı orda mı? İnan! Ey Dolunay bu cihânda da yok: Huzur, ermekdir ki devan Hüdâ'da mı? -Dolunay Han

Deniz ve Göğün Aşkı - II

Resim
ÂŞK-I DERYA VÜ SEMA - II  (DENİZ VE GÖĞÜN ÂŞKI - II)  Leylî'nin hayali olmayacak gerçek Ferhad kalır mıydı hakikati versek Ey Hüsrev, gönüllere Şîrîn bir mey çek Mecnunun derdi bu ruha nasib olsun Göğün deryaya meyli var ise eğer Ufuklar, kızılı mavilere serer Gönlünün, seviden özge feyzi mi var? Kalbimiz genc-i sevgiye sahib olsun Ne Farisî, ne Ermeni, ne de Rumî Âşkı, Türk gibi eder miydi terakkî Tanrı âşkından iyisi mi var gerçi Dolunay derd-i sevdaya naib olsun. Göklerin cihana nispetiyle sevgin Denizlerin zulmetine vasıl olsun... -Dolunay Han

Deniz ve Göğün Aşkı - I

Resim
ÂŞK-I DERYA VÜ SEMA - I (DENİZ VE GÖĞÜN ÂŞKI - I) Ayrılık zamanı varıyor akşama Yollar yaklaşıyor sensiz sabahlara Yağmur surlaşınca nasıl ayrılmalı Aydınlık günlere bırakalım veda... Ya mümkün mü yerle göğün birleşmesi Ay'la güneşin afakta kavuşması Asla deme ki "varılmaz uzaklara" Ya da "zülf-i zulmetimden ayrılmalı" Leyla'nın Mecnun'u, Ferhad'ın Şîrîn'i Arzum odur ki denizin göğü olsun... -Dolunay Han

Aksi Bilsen

Resim
AKSİ BİLSEN Bilsen denizlerin akşamını ki göğün aksi Bilsen deryaların sabahını ki gönlün aksi Maviyle kızılın ihtişamı ki derdi sevi Bilsen nicelerin gündüzünü ki gördün aksi Şahsınla bir olsan anlar mıydı ki onun kalbi Bilsen acıların karanlığı ki tözün aksi Hayli alemlerin hakikati ki yalan idi Bilsen cümlelerin gerçeğini ki sözün aksi Dolunay doğrunun peşlerini mi bırak dedi Bilsen şâirlerin kalemini ki gözün aksi -Dolunay Han

Son Günün Yağışı

Resim
SON GÜNÜN YAĞIŞI Hayâlâtın sevâhilinde yüzen bir kuş Hakikâtın göğünde süzülen bir balık Cümlelerin dalgasında savrulan bir huş Anasır-ı tabiata bir daha sarhoş. Şûleler ki ezhârdan yavaşça yükselen Yükselerek guruba bir daha renk veren Gümüşten sislerle gizlenerek kaybolan Güneşten gecelere taşır rüyâ-yı hoş Şeb-i sîmînden ufku dolduran Dolunay Deryalara akmış korkularla belinay Rüzgârlara akseden nahoşlukla son ay Bitiyor veda yağmuruyla devr-i mûhiş. -Dolunay Han

Sayrıların Ufukları

Resim
SAYRILARIN UFUKLARI Sayrılı Dargın gecelerin düşlerinde Bir sen Bir ben Bir de ufuklar Gerçeklerin gündüzlerinde Tekrar, tekrar ağlar. Hastalık Ne maraz, karanlıklarda Bilsen... Bilsen ki, Sevgilerde deva var.  Sevgiler, seviler Sayrılı Dargın gecelerin düşlerinde Ufuklara bir vedası var... -Dolunay Han

Sen Ki Bir Tek Sen ve Sadece Sen

Resim
SEN Kİ BİR TEK SEN VE SADECE SEN Zuhur ederken ziyası ruhun, Semanın nurunda hüzünler var. Senin, yalnız senin ki gözlerin,  Zîrin aksine olurken rizan. Toprağın, göğün ve denizlerin, Afakı sarsan hasretleriyle Aylar ve yıllar ki sensiz geçsin. Tanıdığım mah ki yalnız sensin... Sen mah, yine sen ki mavi deniz, Gerçeklerden düşen bir zulmetsin... Gerçi karanlık sensiz ve sessiz, Seylin maviliğini bilirsin... Nicelerine sen, sen ki akşam, Sen ki bir tek sen ve sadece sen... Toprağın, göğün ve denizlerin, Afakını sarsan bir hasretsin... -Dolunay Han